Sayfalar

29 Mayıs 2020 Cuma

Yeşil Ördek Türküsü

  
Bir varmış bir yokmuş diye başlar bu hikaye. Esasında dillerden dillere dolaşmış bir rivayet. Vaktiyle Hasan adında bir Karacaoğlan varmış. Bu Karacaoğlan, vechen karayağız ve fakir çocuğu olduğu için bu isim ile anılırmış. Gelin görün ki Karacaoğlan, vaktin birinde Tarsus'ta Karacakız adında bir yörük beyinin kızına aşık olmuş. Karakızı bey babasından istemiş. Yörükbeyi bu! kızını fakir Karacaoğlana verir mi? Vermemiş. Aşkına kavuşamayan Karacaoğlan kendini bir mağaraya kapatmış. Bazı rivayete göre Kırklar Mağarası bazı rivayete göre Ashab-ı Kehf Mağarası imiş. Bu mağarada sevdasının onu öldürmesini beklemiş. Bir başka rivayete göre ise kavuşamayan Karacaoğlan ve Karacakız sevgileri kalplerinde yanadursun öldüklerinde bile kavuşamamış. Mezarları karşılıklı iki tepeye yapılmış.(Çukurova Tepeleri)
   Rivayet o dur ki yeşil ördek dişisi boz ördek ile ömür boyu tek eşli olurmuş. Dişi olan boz ördek avcı tarafından vurulursa, bir hayvan öldürürse ya da kendiliğinden ölürse yeşil ördek buna dayanamazmış. Sevdası olmadan kendisinin bir hiç olduğunu düşünürmüş. Gökyüzünde yükselebildiği kadar yükselirmiş. Sonra kanatlarını gövdesine mıh gibi çakıp hızla düşmeye başlarmış. Büyük bir şiddetle suya çarparmış, bu çarpmaya kalbi dayanamazmış ve oracıkta dururmuş. Yeşil ördek göle böyle dalarak ölürmüş sevdiğine kavuşurmuş.
   İşte bu türkü Karacaoğlan'ın acısını anlatırmış. Yeşil ördek misali boz ördeğini kaybeden Karacaoğlan kendini ölüme terketmiş. Bu bir efsane olmuş da dillerden dillere dolanmış demiştim ya. Türküyü yazan da bu hikayeyi benimsemiş. O da yarenini kaybetmiş olsa gerek kavuşacağı günü bekleyip durmuş. Durmuş da bu dilimize dolanan güzel türküyü yazmış. Tabii günümüze ulaşmasına kaynaklık eden Sabahattin Alparslan olmuş.
   Sevdasını kaybetmişlere, acısına gem vurmak isteyenlere tavsiyemdir ki kadife sesiyle Zeki Müren sizi bu türkünün içine çekecek. Bir dinleyin de kulağınızın pası silinsin. Sanatla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder